24 Mayıs 2013 Cuma

Play-off'ta yarı finaldeyiz, rakip Karşıyaka...



Tembellik ettim biraz, Tofaş maçının hemen ardından yazacaktım ama sıcaklar falan derken erteledim durdum. Nacizane bir şeyler karalayayım...

Malum, Bursa'da Tofaş'ı çok rahat yenip 2-0'la play off yarı finaline yükseldik. Diyebilirim ki Jamont Gordon'un ilk iki periyottaki basketbolu izlediğim en iyi performanslardan biriydi. İsmail Şenol'un sıkça söylediği üzere "alev aldı" adeta, 21 sayı atarak daha ilk yarıdan serinin bittiği mesajını verdi.

Bizim maçımızdan hemen sonra oynanan Pınar Karşıyaka-Fenerbahçe Ülker mücadelesi ise çoğu basketbolseverin tahmin ettiği gibi oldukça çekişmeli geçti. FB Ülker için son şanstı, sezon boyunca beklentilerin altında kalmışlardı ve TOP 16 faciasından sonra lige de erken veda etme tehlikesiyle karşı karşıyaydılar. Karşıyaka ise yıllar sonra gelecek yarı finalin hayalindeydi, tribünler hınca hınç doluydu. Maç içerisinde skor üstünlüğü ve oyun kontrolü sık sık el değiştirdi ama son dakikaları daha iyi oynayan taraf Karşıyaka olunca en iyimser Karşıyakalının bile umduğunun ötesine geçti senaryo: 0-2 ile FB Ülker'i süpürdüler. FB'nin pota altı zaafını çok iyi işlediler, bol bol hücum ribaundu aldılar ve play off yarı finaline yükseldiler. Özellikle Aminu & Ümit Sonkol (Thomas sakatlığın izlerini tam olarak atamamış gibiydi, Ümit bu açığı iyi kapattı  her iki maçta da) FB Ülker'in playoff macerasına nokta koydu, rakibimiz Karşıyaka oldu.

Seride üç galibiyete ulaşan takım finale çıkacak. Normal sezonu lider bitirdiğimiz için saha avantajı bizde, ilk iki maçı içeride oynayacağız. Seriyi değerlendirirken, ligin ilk yarısında İzmir'de yenildiğimiz maçı baz almak çok doğru olmaz diye düşünüyorum. O günlerde henüz Domercant'ın yerini dolduramamıştık ve sponsor kaynaklı ödeme problemleri yüzünden takımın havası bozulmuştu. Üstelik iki defa durmuştu oyun maç içerisinde ve ister istemez ritmimizi kaybetmiştik...

Maç öncesi tribün olayları yüzünden seyircisiz oynanan Abdi İpekçi'deki maç bize seri hakkında ipuçları verecektir diye düşünüyorum. 94-73 kazanmıştık ve sezonun en iyi oyunlarından birini izlemiştik.

Bu sezon ligde -nazar değmesin!- içeride hiç maç kaybetmedik, Eurocup'ta oynadığımız 6 iç saha maçında ise 5 galibiyet 1 mağlubiyet aldık. Bunun önemli bir veri olduğunu düşünüyorum. Saha avantajı, final için bir adım öne çıkmamızı sağlayan etkenlerden biri.

Ndong-Furkan (ve zaman zaman Ersin) pivot rotasyonumuzun Aminu-Bora Hun Paçun ikilisine karşı ciddi bir üstünlük kuracağını düşünüyorum. Özellikle Abdi İpekçi'deki maçta Aminu'nun Ndong yanında "çocuk gibi" kaldığını, Ndong'un size avantajı ve uzun kolları sayesinde ribaundlarda ezici bir üstünlük kurduğunu görmüştük. Pota altını etkili kullanabildiğimiz sürece 94-73'lük maçın benzerlerinin önünde hiç bir engel yok. Rakibin önemli kozlarından olan Dixon ise Gordon'un etkili savunmasıyla FB Ülker serisindeki veriminden uzak bir görüntüde olabilir. (Bu konuda "olur" yerine "olabilir"i özellikle seçtim zira Gordon hem hücumda hem de savunmada ne yapacağı hiç bir zaman belli olmayan biri. Kesin konuşmamakta fayda var.)

Ergin hocanın transferlerini özellikle istediği ve takıma katıldıkları günden bu yana gidişatımızı değiştiren iki isim var: Arroyo ve Markoishvili. Arroyo hakkında uzun uzun yazmanın alemi yok. "Oyun kurucun kadar konuşursun" sözünün basketbolda ne kadar önemli olduğunu belleklerimize kazıdı bu sezon. Naumoski ile birlikte -oynadığı süre içerisinde- ülke basketbolunun gördüğü en başarılı yabancı basketbolcu desem abartmış olmam sanırım. Markoishvili ise temiz şutu ve ortalama üstü savunması ile bize çok şey kattı, 19 maçlık galibiyet serisinin gizli kahramanlarından biri oldu. Arroyo + Markoisvili sonrası takımımızın büründüğü yeni kimliğin, final (ve hatta şampiyonluk yolunda) en belirgin avantajımız olduğunu düşünüyorum.

Tek dezavantajımız Macvan'ın hem hücumda hem de savunmada yerlerde sürünen performansı. Thomas-Ümit Sonkol ikilisi Macvan'ın oyunda olduğu dakikalarda pota altından ve orta mesafeden madeni işlemeye çalışacaklardır. Macvan'ın beni yanıltmasını çok istediğimi de not olarak ekleyeyim. Çok şey beklediğim ve çok sevdiğim basketbolcularımızdan çünkü...

Yarın ilk maça çıkıyoruz. Umarım dolu bir salon ve sağlam bir Abdi İpekçi atmosferiyle ilk maçtan "bu seri bizim" mesajını veririz. Ergin Ataman ve aslanlarımıza inancım tam!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder