4 Haziran 2013 Salı

Ülkede olup bitenler...

Basketbolda finale çıkmamıza dair ve finalle ilgili çok şeyler yazmak isterdim açıkçası. Ama 31 mayıs günü kimsenin beklemediği kadar olaylı geçti ve tüm dikkatler bir sabah Gezi Parkı eylemcilerinin çadırlarının yakılmasıyla Taksim'e yöneldi. Gezi Parkı'ndaki ağaçların kesilmesine karşı öğle saatlerinde başlatılan oturma eylemi, polisin gaz bombası kullanmasıyla bir anda büyük bir kargaşaya ve hatta can pazarına dönüştü. Taksim Meydanı olağanüstü saatler yaşadı ve tabir-i caizse cehenneme döndü.

Sonrası malum... Türkiye, AKP iktidarına karşı ayağa kalktı ve Gezi Parkı bu ayaklanmanın sembolü oldu.

Zamların, hayatın her alanındaki yasakların, ranta dönen kentsel dönüşümün, özelleştirmelerin, saldırgan Suriye politikasının, Reyhanlı'da hayatını kaybedenlerin, "iki ayyaş" açıklamasının ve Gezi Parkı'nın betonlaştırılmak istenmesinin öfkesi bir isyan dalgasına dönüşmüş durumda. Gün itibariyle Taksim Meydanı bayram yeri gibi ve müthiş bir dayanışma hakim. Bugün Taksim'deydim ve meydandan ayrılmak istemedim desem abartmış olmam, büyük bir coşku vardı her metrekarede. Sol parti pankartları, Türkiye bayrakları, Atatürk fotoğrafları, köfte-ekmek satanlar, parkta eğlenenler, başörtülü kadınlar, halay çekenler vs vs. Gidip görmeniz lazım, ne kadar anlatsam da yetersiz kalacağına eminim.

Gezi Parkı direnişinin -şimdilik- en önemli kazanımı, farklı görüşten insanların birbirlerine samimi bir saygı besleyerek birarada bulunabilmeleri ve muazzam bir dayanışma kurabilmeleri oldu benim için. Sosyal demokratı, sosyalisti, islamcısı, ulusalcısı ve hatta milliyetçisi. Mevcut düzenin adaletsizliğine itiraz eden herkes orada. Büyük bir aile...

Taksim'de polis şiddeti durdu ama maalesef İstanbul'un çeşitli yerleri, Antakya, Dersim ve Adana'da karışıklıklar devam ediyor. Dün 22 yaşındaki Abdullah Cömert polis kurşunuyla hayatını kaybetti ne yazık ki...

Bu direniş ne kadar sürer, sonucu ne olur, amacına ulaşabilir mi (ki umarım ulaşacak) şimdilik kesin bir şey söylemek zor. Tek bir gerçek var ki, Türkiye insanı eşitlik ve özgürlük ortak talebinde buluşmuş durumda.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder