17 Temmuz 2013 Çarşamba
Arroyo ile yola devam...
Geçtiğimiz sezonun en flaş ismiydi Arroyo. Herkes "Beşiktaş kariyerinin bir tekrarını yaşar mı?" diye sorarken ve önemli bir kısım da bu konuda şüpheliyken o yine lige damgasını vurmayı başardı, özellikle son periyotlarda ortaya koyduğu "winner" kimliği ile 23 sezon sonra gelen şampiyonluğun mimarlarından oldu. Basketbol zekası, asistleri, en kritik zamanda soktuğu şutları bizi zafere taşıdı.
Bir hayli uzun süren Spanoulis "geyiği" -ki geleceğine pek ihtimal vermiyordum, maaşını karşılamamız da bütçemizi çok zorlardı ayrıca- sonrası Arroyo ile sözleşme yeniledik. Gelecek sezon takımın "maestro"su yine Carlos olacak.
Sezonun başlamasıyla birlikte oldukça yoğun bir maç programına gireceğiz; TBL, TK ve EL'de mücadele edeceğiz. EL'nin alamet-i farikası olan sert savunmasını ve Arroyo'nun ilerleyen yaşını da düşündüğümüzde işimizin zorlaşacağını tahmin etmek güç değil. Sezon içerisindeki yoğun tempoda forma giyeceği dakikaları nispeten azaltıp, vereceği katkıyı arttırmamız gerekecek. Bu noktada da Ender, Engin ve hatta Gordon'a büyük iş düşüyor elbette.
Arroyo'yu izlemek büyük keyif. Arroyo'yu Galatasaray formasıyla izlemek daha da büyük bir keyif. Ekim 2013'teki Cumhurbaşkanlığı Kupası'yla birlikte Türkiye kariyerindeki kupa koleksiyonuna yenilerini ekler umarım Carlos.
15 Temmuz 2013 Pazartesi
Futbolda iç transfer: Gökhan Zan, Hakan Balta, Engin Baytar, Umut Bulut, Erman Kılıç
TFF'nin saçma yabancı kısıtlamasından sonra yapmamız gereken en acil şey yerli futbolcu rotasyonumuzun geniş ve kaliteli hale getirilmesiydi bana göre. 18 kişilik maç kadrosunda maksimum 6 yabancının bulundurulmasına izin verilmesi dolayısıyla kadrodakilerden maksimum verim alıp, piyasadaki kaliteli yerlilerle de sözleşme imzalamamız kaçınılmaz hale geldi. Alper Potuk bu açıdan önemliydi ancak Halil Ünal'ın giderayak Fenerbahçe'ye yaptığı kıyak yüzünden Alper'i kaptırdık.
Sözleşmeleri sona eren Gökhan Zan, Hakan Balta ve Engin Baytar ile sözleşme uzatmak doğru hamleler. (üç futbolcumuzun da sözleşmesi 2+1)
Gökhan Zan her daim kendini hazır tutan, görev bulduğunda formanın hakkını veren bir futbolcu ve ortalama top tekniği ve tecrübesiyle katkı vermeye devam edecektir.
Geçen sezon bir anlık öfkesinin kurbanı olan Engin için 2011-12 sezonunun bir tekrarını bekliyorum, o sezon şampiyonlukta verdiği katkı unutulmazdı. Yetenek, hırs, mücadele azmi, ne ararsanız var Engin'de. İşin "psikolojik" kısmını da halledip yepyeni bir sayfa açacaktır bu sezon. Hamit, Melo, Selçuk ve hatta Sneijder yerine zaman zaman forma bulacağını düşünüyorum.
Ciddi bir sol bek sıkıntısı çeken ülke futbolunda (düşünün milli takımda Hasan Ali gibi vasat bir sol bek oynuyor) vasata yaklaşan ya da vasat oynayan 3-4 bekten biri de Hakan Balta. Yabancı sınırlaması bu haldeyken ve Hakan da Fatih hocanın sevdiği öğrencilerinden biriyken sözleşme uzatma kararı yerindeydi.
Umut Bulut'u geçtiğimiz sezon kiraladığımızda çoğu kişi burun kıvırmıştı. Halbuki Sercan yerine Umut'un rotasyona girecek olması bizim için iyi haberdi. Klasik tabirle, formanın hakkını verdi, çok önemli goller attı, beş tane ciğeri varmış gibi mücadele etti. Bugün resmi siteden, 3+1 yıllık sözleşmeyi imzaladığı açıklandı. Umut aynı katkıyı bu sezon da verecektir.
Sivasspor'da oynarken en gıcık olduğum futbolcuların başında geliyordu Erman. Galatasaray'a karşı oynadığı her maçta döktürür, defansa zor anlar yaşatır ve gol bulmayı da başarırdı. Sivas'la olan sözleşmesinin bittiğini duyduğum gün "transfer eder miyiz" diye makara yaparken bir-iki hafta sonra KAP'a bildirilmesi ilginç bir sürpriz oldu. Forma şansı bulduğu her maç olumlu işler yapacağına inanıyorum. Engin kadar mücadeleci değil ama onun kadar hareketli, tekniği iyi ve gol vuruşlarında Engin'den daha başarılı. Erman'a şanlı formamızla başarılar.
Sözleşmeleri sona eren Gökhan Zan, Hakan Balta ve Engin Baytar ile sözleşme uzatmak doğru hamleler. (üç futbolcumuzun da sözleşmesi 2+1)
Gökhan Zan her daim kendini hazır tutan, görev bulduğunda formanın hakkını veren bir futbolcu ve ortalama top tekniği ve tecrübesiyle katkı vermeye devam edecektir.
Geçen sezon bir anlık öfkesinin kurbanı olan Engin için 2011-12 sezonunun bir tekrarını bekliyorum, o sezon şampiyonlukta verdiği katkı unutulmazdı. Yetenek, hırs, mücadele azmi, ne ararsanız var Engin'de. İşin "psikolojik" kısmını da halledip yepyeni bir sayfa açacaktır bu sezon. Hamit, Melo, Selçuk ve hatta Sneijder yerine zaman zaman forma bulacağını düşünüyorum.
Ciddi bir sol bek sıkıntısı çeken ülke futbolunda (düşünün milli takımda Hasan Ali gibi vasat bir sol bek oynuyor) vasata yaklaşan ya da vasat oynayan 3-4 bekten biri de Hakan Balta. Yabancı sınırlaması bu haldeyken ve Hakan da Fatih hocanın sevdiği öğrencilerinden biriyken sözleşme uzatma kararı yerindeydi.
Umut Bulut'u geçtiğimiz sezon kiraladığımızda çoğu kişi burun kıvırmıştı. Halbuki Sercan yerine Umut'un rotasyona girecek olması bizim için iyi haberdi. Klasik tabirle, formanın hakkını verdi, çok önemli goller attı, beş tane ciğeri varmış gibi mücadele etti. Bugün resmi siteden, 3+1 yıllık sözleşmeyi imzaladığı açıklandı. Umut aynı katkıyı bu sezon da verecektir.
Sivasspor'da oynarken en gıcık olduğum futbolcuların başında geliyordu Erman. Galatasaray'a karşı oynadığı her maçta döktürür, defansa zor anlar yaşatır ve gol bulmayı da başarırdı. Sivas'la olan sözleşmesinin bittiğini duyduğum gün "transfer eder miyiz" diye makara yaparken bir-iki hafta sonra KAP'a bildirilmesi ilginç bir sürpriz oldu. Forma şansı bulduğu her maç olumlu işler yapacağına inanıyorum. Engin kadar mücadeleci değil ama onun kadar hareketli, tekniği iyi ve gol vuruşlarında Engin'den daha başarılı. Erman'a şanlı formamızla başarılar.
2 Temmuz 2013 Salı
2013-14 kadro planlaması, ihtimaller, transferler...
23 sezon sonra gelen şampiyonluk hepimizi çok mutlu etti. Şimdi kadromuzu daha da güçlendirme zamanı. Şu ana kadar resmileşen tek transferimiz Sinan Güler. Her hafta ve hatta her iki-üç günde bir farklı isimlerle görüştüğümüz/anlaşmaya yakın olduğumuz yazılıyor, değişik alternatifler ön plana çıkıyor. Kaçı asılsız dedikodudan ibaret, kaçı doğruluk payı olan haberler bilemiyoruz tabii...
Spanoulis'le başlayayım. Avrupa basketbolunun en değerli guardlarından birisi olduğu muhakkak fakat CSKA ve Barcelona gibi rakiplerimiz varken onu ikna edecek bir yıllık ücret önerebilir miyiz, pek ihtimal vermiyorum. En son dün akşam, 3 yıl için 10 milyon euroya CSKA'ya gideceği yazıldı. Kadroda görmek isterim -kim istemez- ama bir yandan da gelecek sezonların bütçesinin tek bir transfer yüzünden tehlikeye girmesini istemiyorum açıkçası. Sporda başarı kadar başarısızlık da bir ihtimal ve başarısız olduktan sonra tekrar ayağa kalkabilmek için sağlam bir ekonomik yapı gerekiyor. Bizde ise -basketbol şubemizi kastediyorum- bırakın "yapı"yı, yapının "temel"i bile yeni atılmış durumda. Spanoulis ya da benzeri kalitede basketbolcular şimdilik güzel bir hayal olarak kalsın, biz ayağımızı yorganımıza göre uzatalım derim. Görüşüm bu.
Arroyo'nun yıllık 2 milyon dolar istediği söylentileri çıkmıştı. Türkiye basketbol tarihine en çok iz bırakmış yabancılardan biridir Arroyo, bu kesin. Hem Beşiktaş'ta hem bizde oynadığı iki sezon boyunca kazandığı dört kupa ve oynadığı bir Türkiye kupası finali var. Fakat 35 yaşına girecek biri için 2 milyon dolar fazla diye düşünüyorum. "Orta yol bulunur, Arroyo takımda kalır" diyip tahminimi de yazmış olayım.
Ergin hoca Planinic'in gündemimizde olduğunu doğruladı geçen hafta. Hatta "ben de özel olarak ilgileniyorum" de dedi. Özellikle geçen sezon Planinic'i bayılarak izleyen biri olarak gelmesini çok isterim. Bütçemizi zorlamaz ve çok değerli bir guardı kadromuza katmış oluruz. Şutu Spanoulis ve Arroyo kadar iyi olmasa da basketbol zekası ve yetenekleri muazzamdır. Oyun görüşü neredeyse kusursuz, SG ve hatta SF oynayabilmesi de cabası. Umarım renklerimize bağlarız Planinic'i. (Planinic transferi -Arroyo kalırsa- ya Gordon ya da Domercant'ın gitmesi anlamına gelir maalesef. O da üzerinde iyice düşünülmesi gereken bir husus)
Dört numara için yugo kökenli Erceg, Nemanja Bjelica, Dubljevic, Lorbek gibi alternatifler var. Bunun dışında Banvit'ten tanıdığımız Chuck Davis de düşünülebilir. Tercihim Erceg olurdu.
Pivot için de bir çok isim yazılıp çiziliyor, Jawai ya da Milicic fena olmaz. (Zoric de düşünülebilir fakat FB Ülker'in ilgilendiği yazılıyor) Sofoklis ise -Ermal gibi ortalama bir yerli transfer etmediğimiz sürece- başımızı ağrıtır.
İçime sinen iki kadro şablonu oluşturdum. Transferler tamamlandıktan sonra ortaya çıkacak rotasyon, kurduğum kadrolarla ne kadar örtüşecek, göreceğiz. Her şartta, Ergin hocaya güvenim tam.
PG: Ender, Arroyo, Planinic
SG: Göksenin, Sinan, Domercant
SF: Cenk, Markoishvili
PF: Ersin, Erceg
C: Furkan, Milicic
PG: Engin, Ender, Arroyo
SG: Göksenin, Sinan, Gordon
SF: Cenk, Markoishvili
PF: Erceg, Ersin
C: Furkan, Ermal, Jawai
Spanoulis'le başlayayım. Avrupa basketbolunun en değerli guardlarından birisi olduğu muhakkak fakat CSKA ve Barcelona gibi rakiplerimiz varken onu ikna edecek bir yıllık ücret önerebilir miyiz, pek ihtimal vermiyorum. En son dün akşam, 3 yıl için 10 milyon euroya CSKA'ya gideceği yazıldı. Kadroda görmek isterim -kim istemez- ama bir yandan da gelecek sezonların bütçesinin tek bir transfer yüzünden tehlikeye girmesini istemiyorum açıkçası. Sporda başarı kadar başarısızlık da bir ihtimal ve başarısız olduktan sonra tekrar ayağa kalkabilmek için sağlam bir ekonomik yapı gerekiyor. Bizde ise -basketbol şubemizi kastediyorum- bırakın "yapı"yı, yapının "temel"i bile yeni atılmış durumda. Spanoulis ya da benzeri kalitede basketbolcular şimdilik güzel bir hayal olarak kalsın, biz ayağımızı yorganımıza göre uzatalım derim. Görüşüm bu.
Arroyo'nun yıllık 2 milyon dolar istediği söylentileri çıkmıştı. Türkiye basketbol tarihine en çok iz bırakmış yabancılardan biridir Arroyo, bu kesin. Hem Beşiktaş'ta hem bizde oynadığı iki sezon boyunca kazandığı dört kupa ve oynadığı bir Türkiye kupası finali var. Fakat 35 yaşına girecek biri için 2 milyon dolar fazla diye düşünüyorum. "Orta yol bulunur, Arroyo takımda kalır" diyip tahminimi de yazmış olayım.
Ergin hoca Planinic'in gündemimizde olduğunu doğruladı geçen hafta. Hatta "ben de özel olarak ilgileniyorum" de dedi. Özellikle geçen sezon Planinic'i bayılarak izleyen biri olarak gelmesini çok isterim. Bütçemizi zorlamaz ve çok değerli bir guardı kadromuza katmış oluruz. Şutu Spanoulis ve Arroyo kadar iyi olmasa da basketbol zekası ve yetenekleri muazzamdır. Oyun görüşü neredeyse kusursuz, SG ve hatta SF oynayabilmesi de cabası. Umarım renklerimize bağlarız Planinic'i. (Planinic transferi -Arroyo kalırsa- ya Gordon ya da Domercant'ın gitmesi anlamına gelir maalesef. O da üzerinde iyice düşünülmesi gereken bir husus)
Dört numara için yugo kökenli Erceg, Nemanja Bjelica, Dubljevic, Lorbek gibi alternatifler var. Bunun dışında Banvit'ten tanıdığımız Chuck Davis de düşünülebilir. Tercihim Erceg olurdu.
Pivot için de bir çok isim yazılıp çiziliyor, Jawai ya da Milicic fena olmaz. (Zoric de düşünülebilir fakat FB Ülker'in ilgilendiği yazılıyor) Sofoklis ise -Ermal gibi ortalama bir yerli transfer etmediğimiz sürece- başımızı ağrıtır.
İçime sinen iki kadro şablonu oluşturdum. Transferler tamamlandıktan sonra ortaya çıkacak rotasyon, kurduğum kadrolarla ne kadar örtüşecek, göreceğiz. Her şartta, Ergin hocaya güvenim tam.
PG: Ender, Arroyo, Planinic
SG: Göksenin, Sinan, Domercant
SF: Cenk, Markoishvili
PF: Ersin, Erceg
C: Furkan, Milicic
PG: Engin, Ender, Arroyo
SG: Göksenin, Sinan, Gordon
SF: Cenk, Markoishvili
PF: Erceg, Ersin
C: Furkan, Ermal, Jawai
Erkek basketbol: Sinan Güler Galatasaray'da
2013-14 sezonunda üç kulvarda mücadele edeceğiz ve geçen sezon yaşadığımız sıkıntıları yaşamamak için alternatifi bol bir kadroya ihtiyacımız var. Bunun doğrultusunda da yerli rotasyonumuzun kaliteli ve geniş olması gerekiyor. Engin sezon başını kaçıracakken ve Göksenin daha yeni yeni toparlanıyorken kısa rotasyonuna bir transfer gerekiyordu ve bence doğru bir karar verip Sinan Güler'i kadromuza kattık.
Konu Sinan olunca "ama hücum" diyerek itiraz eden çok kişi oldu, gereksiz bir transfer olduğu söylendi. Katılmıyorum açıkçası, basit düşündüğümüzde, Sinan aynı Göksenin gibi işin savunma kısmında ön plana çıkacak ve savunmada sertliğe ihtiyacımız olduğu anlarda imdadımıza koşacak. Rotasyonda Arroyo, Markoishvili, Domercant, Cenk gibi şutuna güvenebileceğimiz isimler varken hücumu dert etmeye gerek yok diye düşünüyorum. (Kaldı ki, PG-SG ve PF takviyesi yapılacak daha)
Sinan Güler'in özellikle Euroleague'de ve ligde zorluk derecesi yüksek maçlarda savunma direncimize katkı yapacağını düşünüyorum. Abdi İpekçi veya Sinan Erdem'de oluşturacağımız atmosfer onun gibi mücadeleci bir basketbolcuya ayrı bir güç verecektir.
Hoş geldin Sinan, sarı kırmızı formayla başarılar!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)